Bu sabah Kıbrıs’ta görmeye alışık olmadığımız bir manzaraya uyandık.  Bir de baktık ki Girne’nin dağları bembeyaz olmuş. Şu anda  Türkiye’nin birçok şehrine yağan lapa lapa karla kıyaslanınca, saat öğleni bulmadan eriyen ve sadece dağa yağan karın hiçbirşey demek olduğunu biliyorum. Ancak insanlık için küçük olan bu adım bizim gibi Akdenizliler için büyük bir adım! Çünkü Kıbrıs’ın Kuzeyi’ne kar birkaç yılda bir yağar ve bu özellike Kıbrıslılar için büyük bir mevzudur. Hele ki çocuklar için! Dün sabah işe gelirken trafik ışıklarında,  ön kısmına oturtulmuş uyduruk bir kardan adamla bir araba önümden geçince çocukluğumu hatırlayıp gülümsedim ister istemez.

Çocuktuk, kardeşimle uyanıp da dağa kar yağdığını görünce bizde bir sevinç ki sormayın gitsin. “Çocuklar kar görsünler bari, böyle uzaktan bakmasınlar” diyen annemle babam bizi  arabayla Beşparmak Dağları’nın kar yağan bölgelerine götürürdü. Dağda, parça parça birikmiş azıcık karın içinde debelenir, birkaç kartopu atar ve hemen minyatür bir kardan adam yaparak arabanın ön kısmına oturturduk.

Düşünsenize çocuksunuz ve televizyonlarda her kış  “kar nedeniyle okullar tatil edildi. Çocuklar karın tadını çıkardı” haberlerinde kömür gözlü, havuç burunlu kardan adamlar yapan ve kartopu oynayan çocukları izliyorsun ama sen hiç kardan adam yapamıyorsun. Bekle ki Kıbrıs’a kar yağacak! Ama işte bazen olmayacak şey oluyor ve yağıyordu. Hal böyle olunca da “kardan adamsa kardan adam işte!” diyerek, minik bile olsa biz de bir kardan adam yapıp, illa ki arabamızın önüne oturtuyorduk. E ne yapacaktık! özlemle beklenen ve özenle yapılmış olan o kardan adamı öylece dağda mı bırakacaktık? Hayır tabii ki de! muhtemelen yolda kayıp dağılacağını bile bile arabanın ön kısmına oturtup bir heyecanla eve kadar getirmeyi ümit ediyorduk işte. Hem belki mahallede bir iki arkadaş kardan adamımızı görse fena mı olurdu?

Benim çocukluğum dediğim Seksenlerin ikinci yarısı  doksanların başı, o yıllardan bu yıllara çok şey değişti ama hala değişmeyen birşeyler olduğunu görmek güzel. Yaptıkları kardan adamı arabanın ön kısmında evlerine götürmeye çalışanları gördüğüm zaman gülümsemem bundan. Çünkü biliyorum ki hep o güzel çocukluk halleri yüzünden yapılıyor bunlar…

Bu arada ben kardan bahsediyorum, şu anda da hava buz gibi ama geçen haftasonu Kıbrıs’a tamamen farklı bir hava durumu hakimdi. Soğuk ama güneşli bir haftasonuydu ve ben de doğaya çıkıp hayatımda ilk defa mantar topladım. Ve doğrusu bu mantar toplama işinden çok keyif aldım. Doğanın içinde olmak, gözünü dört açarak orada burada gizli gizli bekleyen mantarları bulmaya çalışmak ve bulunan her mantarla birlikte bünyeyi saran orantısız sevinç. Stres atmak için birebir! Mantarlara ek olarak toplanan adaçayları da günün bonusu!

Doğada bol bol yürüyüşün verdiği mutluluk ve toplanan mantarların gururuyla eve dönünce, bekletmeden mantarları birazcık tereyağ, bolca soğan ve bolca maydanozla pişirdim. En sevdiğim köy ekmeği dilimlerinin üzerine zeytinyağı sürüp doğruca tost makinesine koyup kızarttım. Sonra bir dilim kızarmış ekmek üzerine çokça mantar ve son olarak parmesan parçaları koyarak crostinileri hazırladım. Bir de öncesinde içmek için içimizi ısıtacak mis gibi bir soğan çorbası yaptım ki zaten en sevdiğim çorbadır. Sonra da kanepeye yayılıp hem atıştırdık hem de güzel bir film izledik. Kış başka türlü nasıl çekilir ki?

Ve son olarak kıştan bu kadar bahsetmişken; keşke yağdığı zaman insana mutluluk veren kar daha sık yağsa, etraf bembeyaz olsa ama kimse üşümese… Sokak hayvanı diye birşey olmasa dolayısıyla hiçbir hayvan sokaklarda soğuğu hissetmese… Bir de Kıbrıs’ta yapılmış kardan adamlar yollarda telef olmadan arabaların ön kısmındaki yolculuklarını selamet içerisinde tamamlasa…

Mantar Crostini

*Ben bu tarifi  yabani mantarla yaptım ancak daha önce birçok kez kültür mantarıyla denediğim için kültür mantarıyla da çok iyi sonuç alacağınızı rahatlıkla söyleyebilirim.

Malzemeler

  • 500 gr. mantar
  • 1 orta boy soğan
  • 50 gr. Tereyağ
  • 1 su bardağı doğranmış maydanoz
  • 1 sap taze soğan
  • Ekmeklerin üzerine sürmek için zeytinyağı
  • parmesan (opsiyonel)
  • Karabiber
  • Tuz

Yapılışı

  • Mantarları  yıkayıp temizledikten sonra dilimleyin
  • İnce ince doğradığınız kuru soğanı tereyağla birlikte geniş tabanlı bir tencerede ve orta ateşte hafifçe kahverengileşinceye kadar soldurun
  • Dilimlediğiniz mantarları, tuzu ve karabiberi soğanlara ekleyip, karıştırın ve tencerenin kapağını kapatarak kısık ateşte pişirin
  • Mantarlar önce suyunu salacak ve sonra çekmeye bşlayacaktır. Mantarların suyunu çekmesine yakın tencerenin kapağını açın. İnce ince doğradığınız taze soğanı ve 3/4 su bardağı maydanozu ekleyip karıştırın
  • Mantarların saldığı suyun tamamen buharlaşmasına yakın (ama tamamen buharlaşmadan) tencereyi ateşten alın ve kalan maydanozu ekleyin
  • Bir fırça ile ekmek dilimlerinin üzerine zeytinyağı sürüp tost makinesinde veya fırınınızda kızartın
  • Kızaran ekmeklerin üzerine dilediğiniz kadar mantar ve parmesan ekleyerek servis edin.
KategorilerGenel
  1. Susam says:

    Ben de fotoğraflara bayıldım. Dönüp dönüp bakıyorum. Sanki bir yemek kitabı için çekilmiş gibi duruyor. Fotoğraf işlemek için kullandığınız programı da merak ettim doğrusu…

    1. Esra Emin Özdeniz says:

      Çok teşekkür ederim. Yorumunuz mutlu etti beni :)Photoscape kullanıyorum düzenleme yaparken.

        1. Esra Emin Özdeniz says:

          Haksızlık etmeyin kendinize. Çok güzel fotoğraflarınız var. Özellikle Küba fotolarınız süper. Sevgiler…:)

  2. NURAN says:

    offf..kesin inaniyorum çokkk lezzetlidir…
    bayıldım..
    fotoğraflar harika …
    eee.. güzel insanlar.güzel işler yaparlar:)

Comments are closed.