Blog’ta yazmaya nasıl uzun bir ara verdiysem artık, yeni bir tarif yazmak isteyince, blogun kontrol panelini nasıl kullanacağımı hatırlamak için bir süre ekrana boş boş bakmam gerekti… Buraya en son yazdığım tarife bakayım dedim de o da ne! Son tarifi paylaşalı tam bir yıl olmuş. Ara verdiğimin farkındaydım ama bu kadar uzun bir zaman geçtiğini doğrusu farketmemişim.
Böylesi bir aranın ardından, şu anda bir şeyler yazmak istesem de yazamayacakmışım gibi geliyor. Hoş burada derin edebi yazıları paylaşmıyorum neticede ama yine de insan yazmadıkça da hiç mi yazamıyor ne!
Herşeyin bu kadar hızla değiştiği ve tüketildiği, milletin envai çeşit sosyal medya platformu üzerinden, harıl harıl yemek tarifi paylaşıp, videolarla ortamların tozunu attırdığı bir dönemde hala eski usül blog yazıları yazmaya, hele ki bunu da böyle ağır aksak bir şekilde niye ısrarla sürdürmeye çalıştığımı inanın bilmiyorum. Burada en son bir yıl önce paylaşım yapmış, kameramdaki tarihlere bakacak olursak fotoğraf makinesini elime en son 14 Ağustos’da almış olsam da belli ki burayı tamamen bırakmaya gönlüm elvermiyor ve dönüp dolaşıp buraya geliyorum. Hal böyleyse, o zaman gittiği yere kadar devam…
Uzun lafın kısası, bir yılın ardından banana bread tarifiyle buralardayım.
Genelde internette ne zaman bir banana bread yazısına denk gelsem, hikayesi hep aynı oluyor. Kararmak üzere olan muzları mundar etmemek için bir çare arayan herkesin yolu illa ki banana bread tariflerine çıkıyor.
Ben bu keki ilk kez ne zaman ve ne vesileyle yaptığımı hiç hatırlamıyorum ancak bir kez yaptıktan sonra pekçok kere daha yaptığımı ve yapmaya devam ettiğimi çok iyi biliyorum. Bu kek benim dar günümün dostu olan bir nevi “Yetiş Fato” kekim!
Komşunun bebeği doğduğunda da kapılarına bu keki bırakmıştım, arkadaşımın evine ziyarete giderken de bu kek ile gitmiştim. Hala da herhangi bir vesileyle veyahut sadece öylesine hadi kalkayım da bir kek yapayım dediğimde fırına en çok bu keki vermişimdir sanırım. Her türlü okazyonda kendimi evdeki muzları banana bread yapmak için püre haline getirirken buluyorum. Peki öyle de, o zaman bu keki niye bu kadar zaman burada paylaşmadın diye sorarsanız ise hiçbir fikrim yok! Kısmet bugüneymiş.
Neyse geç olsun güç olmasın diyerek, hem yapımı kolay, hem hafif hem de lezzeti harika bu kekin tarifini buraya bırakıyorum… Afiyetler!
Banana Bread
Tarif Guardian gazetesinden alınmıştır.
Tarifte kullanılan bardak, yemek kaşığı ve çay kaşığı ölçüleri Amerikan ölçü sisteminde kullanılan cup, tablespoon ve teaspoon’un karşılığıdır.
Malzemeler
- 350 gr. olgunlaşmış muz (kabuğu soyulmuş)
- 1+1/4 su bardağı kadar (180 gr.) un
- 2½ çay kaşığı kabartma tozu
- 1 çay kaşığı tuz
- 3/4 su bardağı + 1 yemek kaşığı (160 gr.) yumuşak kahverengi şeker (açık renk olan- soft, light brown sugar)
- 2 yumurta
- 4 yemek kaşığı (55 gr.) eritilmiş tereyağ
- 2/3 su bardağı kadar (50 gr.) ceviz içi, kabaca doğranmış
Yapılışı
1. Fırınınızı 170 dereceye ısıtmaya başlayın.
2. Muzların üçte ikisini çatalla ezerek püre haline getirin. Kalan muzu ise biraz daha kabaca parçalı olacak şekilde ezin.
2. Unu, kabartma tozunu ve tuzu bir kaba eleyin. Yaklaşık olarak 21 cm uzunluğunda dik dörtgen kek kalıbını tereyağ ile yağlayıp içine bir miktar un serpin. (kekik kalıba yapışmasını önlemek için) / alternatif olarak kabı yağlayıp içine pişirme kağıdı yerleştirin.
3. Şekeri, yumurtaları ve eritilmiş tereyağını büyükçe bir kaba koyup hafifçe kabarana dek çırpın. İçine muzu, unlu karışımı ve cevizleri ekleyin. Tüm malzeme karışacak şekilde bir kez daha çırpın.
4. Hamuru kek kalıbına aktarıp yaklaşık bir saat (kekik içine batırdığınız bıçak kuru çıkana dek) pişirin. Pişen keki fırından alıp, kalıbıyla birlikte telin üzerinden soğumaya bırakın. Oda sıcaklığına gelen keki kalıptan çıkarabilirsiniz.