Küçüklüğümde hatırladığım kadarıyla yemek seçen bir çocuk değildim ama yine de kabak ve baklayı çok da severek yediğim söylenemezdi. Uzun yıllar boyunca zorda kalmadıkça bu ikiliye pek yanaşmadım. Ama tüm sebze ve bakliyatların süper lezzetli kabul edildiği o olgunluk! yaşlarına mı geldim ne, artık baklaymış, kabakmış hiç farketmiyor hepsi benim bebeklerim!

Hele ki Natali Gökyay’ın kitabında keşfettiğim tariften sonra, kabak kızartma en sevdiğim yemekler listemde top 10’a bile rahatlıkla girer. Yapımı çok basit olan tarif, basitliğine karşın bir o kadar da  lezzetli.  Lezzetinden bu kadar emin konuşuyorum çünkü çeşitli kereler yaptığım bu kabak, sunulduğu sofralarda her seferinde bir “star” muamelesi gördü.  Bu nedenle bir dost tavsiyesi: “kabak mı! ne sıkıcı!” filan diyerek bu tarife burun bükmeyin.

Aslında bu tarifte basit bir kabak kızartmasını çok başka bir noktaya götüren şey, küçük bir detayda gizli. İnce ince doğradığınız kabakları kızgın yağa atmadan, önce suya sonra una ve sonra tekrar suya batırıyorsunuz. Böylelikle ikinci suyla birlikte kabağın etrafı vıcık kıvamlı bir hamurla kaplanmış oluyor ve bu şekilde kabak hem daha az yağ çekiyor hem de kıtır kıtır oluyor.  Yani işin sırrı “su-un-su”formülünde.

Tarifi denerken iki şeye dikkat etmenizde fayda var. Birincisi kabakları ince ince doğrayın. Böylece kızartıldığı zaman daha çıtır olacaktır. İkincisi de bu kızarttığınız kabakları bekletmeden sıcakken yiyin. Bu kabak kızartması bekletmeye gelmez, çıtırlığını kaybeder. Sevgili Natali Gökyay da tarifi kitabında paylaşırken bu kabak kızartmalarını bir kere bile annesiyle beraber yediğini hatırlamadığını anlatmış. Annesi “sıcak sıcak yenir bunlar haydi sofraya, soğuyunca bir şeye benzemez!” diyerek kabakları onlara yedirir, kendisi de yanında bir kadeh rakısıyla, kızartırken ayak üstünde atıştırırmış.

Uzun zamandır aklımdaydı bu tarifi sizinle paylaşmak ama mevsiminin gelmesini bekledim. Yanına biraz yoğurtla bir yaz gecesi sofrasında bence şahane olur.Bu arada hava atmak gibi olmasın ama kabaklar kendi bahçemizden. Geçtiğimiz Eylül ayında İstanbul’dan Kıbrıs’a taşınır taşınmaz ilk kez bahçede kendi çapımızda Kış için birşeyler yetiştirmeye çalışmıştık. Acemilik edip o dönem tohumları o kadar sıkışık ekmiştik ki mundar olup gitmişti bazı caaanım sebzeler. Yaz bahçesi için daha temkinli davranarak tohumları ve fideleri gerekli aralığı vererek diktik dikmesine de bu sefer de ihtiyacımızdan çok daha fazla ekim yapmışız. Şimdi epey bir miktar patlıcan ve biber çıkıyor bahçeden. Tüm aile ve eş-dost patlıcana ve bibere doyduk sanırım.

 

Bu seferlik sebzesi ve vitamini bol bir post oldu. Siz şimdi bu kabakları kızartadurun ben de gidip sonraki yazı için şöyle şekeri, çikolatası, kalorisi bol bir tarif ayarlayım da bünyelerimiz kendine gelsin.

Görüşmek üzere…

KABAK KIZARTMA

Tarif Natali B. Gökyay’ın  Natali Tarifler&Anılar  isimli kitabından adapte edilmiştir

Malzemeler

  • 4-5 orta boy kabak
  • 2 su bardağı un
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • kızartmak için
  • 1 su bardağı ayçiçek yağı

Yapılışı

  • Kabakları ortadan ikiye bölün ve her bir parçayı  boylamasına 1/2 cm kalınlığında dilimleyin
  • Bir kapta unu ve tuzu karıştırıp, bu karışımın bir kısmını düz bir tabağa yayın (kızartma esnasında gerektikçe kalan undan ekleyin)
  • Ayçiçek yağını kızartma tenceresine koyup ısıtın
  • İki derin kasenin içine su koyun
  • Kabakları önce suya, daha sonra unlu karışıma batırın
  • Una buladığınız kabakları ikinci su kasesine batırın, sonra her iki tarafını da kızartın
  • Kızarttığınız kabakları, fazla yağını alması için kağıt peçete yerleştirdiğiniz bir tabağa koyun, daha sonra servis tabağına alıp sıcak servis edin.
KategorilerGenel
  1. Narin says:

    Esra Hanım,

    Bizim evdeki kabaktan nefret edenler grubunu bile tavlayan bir tarif oldu bu… herkes bayıla bayıla yedi ve devamını diledi…:)))

    1. Esra Emin Özdeniz says:

      Bu kabak kızartma benim de çok sevdiğim bir tariftir.Sizin ev ahalisi tarafından da sevildiğini duymak ne hoş. Herkese afiyet olsun.

Comments are closed.