Avokado benim hayatıma geç soktuğum tatlardan. Doğrusu “avokado vardı da biz mi yemedik” durumu mu sözkonusuydu yoksa ben ilk başlarda avokadonun ne güzel birşey olduğunun farkında mı değildim pek hatırlamıyorum.

Sonra bir gün Almanya’da kardeşceğizimi ziyaretteyim; o her zamanki gibi birşeyler hazırlamak için mutfağa girmiş, ben de kardeş düşkünü bir insan olarak her zamanki gibi hemen dibindeki koltuğa çökmüş onla sohbet ediyorum. Yemek hazırlığına girişmeden bana ve kendine birer bira açtı yanına da çabucak avokadolu bir dip sos hazırladı. Sonra o benle sohbet ederek yemek hazırlamaya girişti. Ben konuştukça konuşmaya devam ettim, o yemek pişirmeye devam etti, biralarımızı yudumlamaya devam ettik, fonda müzik çalmaya devam etti ve ben bütün bunlar olup biterken hiç durmadan tortilla cipslerini o dip sosa bandırmaya devam ettim.

O anın güzelliği mi o dip sosu o kadar güzel yaptı yoksa ilk görüşte aşk gibi bişey mi oldu bilemiyorum ama sonradan guacamole olduğunu öğrendiğim o dip sosun lezzeti aklımdan çıkmadı.

Ama yine de sonrasında kendi evimde avokado alıp da guacamole yapmaya yeltenmedim. Hep kardeşimle biraraya gelmeyi bekledim guacamole için. Fırsat bulur bulmaz da “hadi bize guacamole yap dedim.” O yaptı ben hunharca yumuldum. Hatta o zaman zaman “abartma istersen, yemek yemeyeceksin” diye uyararak frenlemeye çalıştı.

Sonra Londra’ya taşındım ve işte avakado ile en nihayet haşır neşir olmaya başladım. Nasıl olmazsın ki; Londra’da “English breakfast”tan sonra “avocado on toast” diye varyasyonlarını yapıp durdukları ekmek üstü avokado da buranın milli kahvaltısı olmuş resmen. Hatta galiba bu avokadolu kahvaltılar milli kahvaltılarını bir tık geride bırakmış bile olabilir. Geçen Time Out dergisinde gördüm avokadolu bir kokteylden bahsediyorlardı. Çok güzelmiş falan filan!   Avokado rüzgarı tam gaz anlayacağınız.

İşte ben de böylece buradaki rüzgara karşı durmadım ve  avokadoyu yavaş yavaş mutfağa sokmaya başladım sonrasında da vazgeçmek mümkün olmadı zaten. Şu anda bende durum, kahvaltıya avokado, salataya avokado, atıştırmalık kraker üstü avokado şeklinde seyrediyor.

Ama niyeyse yakın zamana kadar guacamole yapmayı bir türlü denemedim. Ta ki Meksika seyahatinde her yerde önüme guacamole koyuluncaya ve “ben niye bunu evde yapmıyorum ki ya?” şeklinde geç bir aydınlanma yaşayana kadar.

Dönüşümde bir vesileyle guacamole ve tortilla cipslerini yaptım, yanına da buz gibi bira açtım. Pek tabii ki fantastiko oldu! Tortilla cipsleri tavadan çıkar çıkmaz servis edilince ve taptaze olunca guacomolenin tadı daha da bir güzel geldi. Şimdi artık guacamole yapınca yanında tortilla cipsini de yapmazsam sanki lezzeti eksik kalıyormuş gibi geliyor.

Sonra, ayol ben bunun tarifini blogta niye paylaşmıyorum ki dedim, bu kadar Meksika yazısı paylaştım şimdi guacamole tarifi paylaşmayacağım da ne zaman paylaşacağım dedim, yanına da tortilla cipsi yaparım dedim, hem yapıp fotoğrafını çektikten sonra da o yaptıklarımı bir güzel yerim dedim.

Nasıl, iyi demiş miyim?

Guacamole

Malzemeler

  • 2 orta boy olgunlaşmış avokado
  • 1 küçük diş sarımsak
  • Yarım küçük boy kırmızı soğan
  • 7-8 dal taze kişniş (gollandıro)
  • Yarım küçük boy domates
  • 2 lime limon
  • 1 çay kaşığı tuz

Yapılışı

  1. Önce guacamolenin içine katacağınız malzemeleri hazır edin
  2. Soğanı ince ince ve küp küp doğrayın
  3. Sarımsağı ezin
  4. Taze kişnişi de aynı şekilde ince ince doğrayın
  5. Yarım domatesin kabuğunu soyun ve iç kısmını (çekirdeklerini) çıkarın. Kalanını ince ince doğrayın
  6. Sonrasında avokadoları ortadan ikiye kesip çekirdeklerini çıkarın ve bir çorba kaşığı yardımıyla kabuğundan ayırın
  7. Avokadoları bir çatal yardımıyla ezin ancak pütürsüz bir püre kıvamına gelmemesine dikkat edin. (ben avokadoları arada hafif pütürler kalacak kadar ezmeyi tercih ediyorum)
  8. Doğradığınız ve hazırda beklettiğiniz iç malzemeleri ezilmiş avokadoya katın.
  9. Limonların suyunu ve tuzu ekleyin ve hafifçe karıştırın
  10. Guacamole’yi bekletmeden taze olarak servis edin

Tortilla Cipsleri

Malzemeler

  • 2 adet lavaş (tortilla)
  • 2 su bardağı ayçiçek yağı
  • Tuz

Yapılışı

  1. Bıçakla lavaşları küçük üçgenler elde edecek şekilde kesin
  2. Ayçiçek yağını derince bir tavada ısıtın
  3. Isınan yağa dilimlediğiniz lavaş parçalarını atarak kızartın
  4. Hafifçe kahaverengi bir renk almaya başlayan lavaş parçalarını tavadan bir kevgir yardımıyla alarak fazla yağını tavaya akıttıktan sonra kağıt havlu serdiğiniz tabağa aktarın
  5. Henüz sıcakken üzerlerine dilediğiniz kadar tuz serpin
  6. Oda sıcaklığına geldiklerinde cipsleri servis edebilirsiniz

Püf noktaları

  • Ben piyasada en yaygın olarak bulunan ve Hass Avakado olarak bilinen cinsi kullanmayı tercih ediyorum
  • Kullanacağınız avokadoların olgunluklarının aynı olmasına dikkat edin
  • Avokadoların pişmiş olanlarını kullanın. Avokadonun olgun olup olmadığını kabuğunun rengine bakarak ve dokunarak anlayabilirsiniz. Kabuğunun rengi parlak bir yeşil değil siyahlanmaya başlamış ya da koyu bir renge dönüşmüş olmalı. Dokunduğunuz zaman ise hafifçe yumuşamış olduğunu hissetmelisiniz. İçi ise siyahlanmamış ve parlak yeşil olmalı.
  • Hazırladığınız guacamoleyi bekletmeden tüketmelisiniz.
  • Guacamolenin içine kattığınız malzemeleri kendi damak zevkinize göre artırarak ve azaltarak kullanabilirsiniz.
  • Kimisi Guacamolede domates kullanmıyor ama ben az miktarda katmayı seviyorum.
  • Ve yine bazı tariflerde acı (jalapeno biber vb.) eklendiğine ya da az miktarda zeytinyağı eklendiğine denk gelebilirsiniz. Dediğim gibi guacamole çeşitli şekillerde hazırlanabiliyor. Ben sizle kendi sevdiğim versiyonunu paylaştım ama siz tarifi dilediğiniz gibi şekillendirmekte özgür olun.
KategorilerGenel