Herşey büyük bir limon bahçesi olan arkadaşımı arayıp sizin bahçeden  biraz limon ve portakal alabilir miyim dememle başladı.  Oysa ki o güne kadar günler herzamanki gibi birbirinin benzeri bir şekilde sakince akıp gidiyordu. Yaklaşmakta olan ve bir haftamı esir alacak olan limonata krizinden habersizdim. Sağolsun, bonkör arkadaşım isteğime kulak verdi ve beni ihtiyacım olandan da fazla  limon ve portakala boğdu. Ve böylece macera başlamış oldu. Önce asansörsüz apartmanımızda bol bol aşağıya yukarıya in-çık yaparak limonları ve portakalları eve çıkardım. Ardından hafiften bir narenciye ambarı havasına bürünen mutfağı normal haline döndürmek için başladım limonları sıkmaya.  Limonlar o kadar çok olunca sıktıkça sıktım, sıktıkça sıktım. Koca bir tencere dolusu limon suyum oldu. Konsantre limonata yaptığım zaman limonun keskin tadını hafifletmek ve aromasını artırmak için, mutlaka kıbrısa özgü mis kokulu mandalinalardan katıyorum içine. Ama bu yıl biraz geciktiğimden pek de rahatça bulunmayan kıbrıs mandalinalarından edinmek için zorluklar içerisinde (yazı melodrama doğru gitmeye başladı!) dayımın ve arkadaşımın bahçesindeki ağaçlarda son kalan   mandalinaları toplayıp, suyunu da limon suyunun içine ekledim. Ofis arkadaşlarımın tavsiyesiyle de her bir bardak limon-mandalina suyu karışımına 2 bardak şeker ekledim. Aslında bu kadar şekeri suyun içine eklediğim an bir gariplik hissettim ama kızların kendinden emin halleri aklıma geldi ve tedirginliğim dağıldı doğrusu.

Konsantre limonata hazırlayanlarınız bilecektir. O şekerin limon suyunun içinde erimesi için birkaç gün boyunca tahta bir kaşıkla, oda sıcaklığında beklettiğiniz şeker-limon suyu karışımını ara ara karıştırmanız gerekir. Ben de öyle yaptım. İki gün boyunca gittim geldim karıştırdım ama şeker bırakın erimeyi, bana mısın bile demedi. En sonunda baktım olacak gibi değil limonata konusunda üstad kabul ettiğim Sevim Teyze’ye koştum. 1 bardak limon-mandalina suyuna 2 bardak şeker kattığımı duyan Sevim Teyze, “kesinlikle olmaz! limon-mandalina suyu ve şeker oranı bire bir olmalıdır” diyerek olaya el koydu ve çabucak yaptığı hesapla fazla şeker oranını dengelemek için 12 bardaklık daha limon sıkmalısın dedi. Vah bana vahlar bana!

havuçlu kek

Yapacak bişey yok diyerek, ertesi gün ofis arkadaşlarımı sevgiyle anmayı da ihmal etmeden, 12 bardaklık daha limon sıkıp karışıma ekledim. Böylece Sevim Teyze’nin verdiği altın oranı da yakalamış oldum. Ama bu sefer de artan limon suyu oranı yüzünden içindeki mandalinanın tadı ve aroması tamamen kaybolmasın mı? Yılmadım ama! Varsın Kıbrıs mandalinası olmasın diyerek marketten aldığım mandalinalardan içine ekledim. Ama olaylar burada bitti mi? Hayır! Kriiiiiiiiz diye bağırasım var! Haliyle  bu sefer de şekeri yetersiz kaldı. Eklediğim her bir bardak mandalina suyu için bir bardak da şeker eklemesi yapmam gerekti.  Ama sonunda, bu kadar maceradan sonra tam da ümidimi kesmişken mandalina aromalı mis gibi kokan bir kazan kadar! limonatam oldu. Limonatayı şişeleme aşamasına geçtiğimde ise ne evdeki şişeler yetti, ne de kavanozlar. Şu anda buzdolabımın buz gözünde sayısını bilmediğim miktarda  şişeler ve kavanozlar dolusu limonata sayesinde tek birşey koyacak yer yok!

havuçlu kek

Böylece, bir hafta boyunca kısır bir döngüye dönen limonata krizi en sonunda çözülmüş oldu.  Ama evdeki limon ve portakal stoğu henüz bitmedi. Pek yakında bol bol limonlu ve portakallı tarifler sizi bekler haberiniz olsun.

Bu kriz haftasının sonunda üzerimdeki stresi atmak için yapılabilecek en iyi şey tekrardan mutfağa girmek ve limonata dışında bişeyler yapmaktır diye düşündüm. Mesela bir kek hiç fena olmazdı. Ben de öyle yaptım ve Nil’in de şarkısında dediği gibi “çırptım çırptım karıştırdım… kendimi kekle yatıştırdım!”. Sonuçta da ortaya bu lezzetli ve hafif, kreması sayesinde de bir o kadar da ferahlatıcı kek çıktı. Kremasını koyarsam tadı ağırlaşır mı diye endişe etmeyin ve lime ile kişilik kazanan bu kremaya bir şans verin bence. Sonuçtan pişman olmayacaksınız.

HAVUÇLU KEK

Kek tarifi Martha Stewart’ın sitesinden adapte edilmiştir. (tarifi adapte ederken tereyağ ve zencefili azaltarak kullanmayı tercih ettim)

Krema tarifi Jamie Oliver’ın bir tarifinden esinlenilmiştir.

Tarifte kullanılan bardak, yemek kaşığı ve çay kaşığı ölçüleri Amerikan ölçü sisteminde kullanılan cup, tablespoon ve teaspoon’un karşılığıdır.

Malzemeler

  • 2 1/2 su bardağı, 350 gr. un- ek olarak kek kalıplarının dibine serpmek için bir miktar un
  •  1 çay kaşığı kabartma tozu
  •  1 çay kaşığı soda
  •  1 çay kaşığı toz tarçın
  •  3/4 çay kaşığı deniz tuzu
  •  1/4 çay kaşığı toz zencefil
  • 1/4 çay kaşığı rendelenmiş muskat
  • 250 gr. tereyağ (oda sıcaklığında)- ek olarak kek kalıplarını yağlamak için bir miktar tereyağ
  • 1 su bardağı, 200 gr. kahverengi şeker
  • 1/2 su bardağı, 80 gr. pudra şekeri
  • 3 yumurta
  • 2 çay kaşığı vanilya özü
  • 1/2 su bardağı su
  • 2  3/4 su bardağı, 450 gr. soyulmuş ve rendelenmiş havuç
  • 1 su bardağı, 100 gr. ince doğranmış ceviz

Yapılışı

  • Fırınınızın sıcaklığını 180 dereceye ayarlayın. Bir miktar tereyağ ile 23 cm’lik 2 adet kek kalıbınının tabanını yağlı kağıdı daha rahat sabitlemek için birkaç noktadan yağlayın. Kalıpların tabanına yuvarlak kestiğiniz yağlı kağıdı serin ve tekrardan kenarlarını ve kalıbın tabanını yağlayın. Yağladığınız kalıpların içine az miktarda un serpip her tarafını unlayın, fazla gelen unu ise atın
  • Unu, kabartma tozunu, sodayı, tarçını, tuzu, zencefili ve muskatı bir kapta harmanlayın
  • Tereyağı ve şekeri iyice yumuşayıp birbirine  karışana kadar mikserinizin orta seviyesinde çırpın.Teker teker yumurtaları ekleyin ve her eklemeden sonra iyice çırpmaya devam edin. Tüm yumurtaları ekledikten sonra yaklaşık 3 daika daha karıştırın. Vanilya özünü, suyu ve rendelenmiş havuçları ekleyin ve iyice karışmaları için 2 dakika daha çırpmaya devam edin. Mikserinizin hızını düşüğe getirin ve sırasıyla unlu karışımı ve cevizleri ekleyip karıştırın
  • Hazırladığınız hamur karışımını iki kek kalıbına eşit şekilde bölüştürün ve üstlerini düzleyin. Kalıpları fırına verin ve eşit pişmeleri için pişirme süresinin yarısında kalıpların yerlerini değiştirin. Hafif kahverengileşinceye ve ortasına batırdığınız kürdan temiz çıkana kadar yaklaşık 30 dakika pişirin. Fırından çıkardıktan sonra 15 dakika soğumaları için bekleyin. Bıçağı kekin etrafında dolaştırarak kekin kalıptan ayrılmasını sağlayın. Böylece kek kalıptan kolaylıkla çıkacaktır. Kalıptan çıkardığınız kekleri bir tel üzerine alarak tamamen soğumalarını bekleyin
  • Ekmek bıçağı gibi tırtıklı bir bıçak yardımıyla her iki kekin yuvarlaklaşmış üst kısımlarını keserek düzleştirin
  • Keklerden birini kesip düzlediğiniz tarafı yukarıda kalacak şekilde tabağa yerleştirin.  Hazırladığınız kremadan 1 su bardağı kadarını kekin üzerine eşit şekilde yayın. Ardından yine bıçakla kesip düzlediğiniz tarafı yukarıya bakacak şekilde ikinci keki kremalı kısmın üzerine dikkatlice yerleştirin. Kalan kermayı da kekin üzerine ve yanlarına dağıtarak sürün. -Kremayı dilediğiniz gibi şekillendirebilirsiniz. Ben kremanın dağınık görüntüsünü sevdiğim için kremayı sürerken çok düzgün görünmeli gibi bir kaygı taşımıyorum doğrusu- Servis etmeden önce keki buzdolabında 1 saat bekletin.

LIME (MİSKET) LİMONLU VE KREM PEYNİRLİ KREMA

Malzemeler

  • 400 gr. labne peynir
  • 120 gr. pudra şekeri
  • 80 gr. tereyağ (oda sıcaklığında)
  • 1/2 çay kaşığı vanilya özü
  • 1 lime limonunun suyu

Yapılışı

  • Şekeri ve tereyağı iyice birbirine karışana ve tamamen yumuşayana kadar karıştırın
  • Labne peyniri ve limon suyunu ekleyerek iyice çırpın
  • Kekin üzerine dilediğiniz gibi sürün
KategorilerGenel

Comments are closed.